Dementor's Kiss
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dementor's Kiss


 
AnasayfaPortalAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

Gözkapakları

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
Spakojny Sklodowska
Ravenclaw I. Sınıf
Spakojny Sklodowska

Kadın Mesaj Sayısı : 29
Savaş Tarafı : Pastalar.
Kan Durumu : Safkan.

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue48/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (48/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime1/4/2010, 21:00

Lenusy & Aria.
Sömestr tatilinin ilk haftasında, ayın Şubat olmasına rağmen kavurucu sıcak bir gün.


Lenusy gözkapaklarına resmen yalvaryordu: Hayır, lütfen kapanmayın. Lütfen bana çok lazımsınız. Kapanmayın, Если у вас, что вы хотите* Gözkapaklarıyla ağzı orantılı bir biçimde hareket ediyordu. Sanki bir enerjide sabitlenmiş olan vücudu ağzı açıldıkça gözkapaklarını kapyordu. Buna rağmen kısa bir süre sonra ağzı ile gözkapakları aynı anda usulca kapandı ve buna dayanamayan başı bir kaç saniye sonra pürüzsüz, sert; uzun masaya kapaklandı. Sadece üç dakika süren uykusu çok sinir bozucuydu. Muggle yapımı mavi-gri saatine göz attığı anda sıska vücudundan ufak bir nara duyulduğu: "Eh, olamaz!" Saatine bakana kadar sanki arkasından biri itekliyormuş gibi; uyuşukça adım atarken saatine baktıktan sonra adımlarını biraz daha sık atmaya başlasaydı ve sadece adımları arası uzunluklarını ölçseydiniz onu bir yarı-dev sanabilirdiniz. Gür, kirli sarı perçemini kafasının asil bir hareketiyle gözlerinin önünden çekti. Ravenclaw Ortak Salonu'na girememiş bir öğrenci kapının köşesine çökmüş, kapıya itaat edercesine mırıldanıyor, kapı ise ona gayet ciddice "Olmaz, Mr. Saeva." diye tekrarlıyordu. Çocuk Lenusy'den iriydi ama Lenusy onu daha fazla gözetlemeden çocuğun yanında durunca "Çekilirr misiniz, lütfen? dedi fısıldarcasına. Aptal Rus aksanı devredeydi yine. Çocuk da bu sefer Lenusy'nin görevini devralmış gibi ona hiç bakmadan bir kaç santim kenara kaydı ve kapıya itaat etmeye devam etti: "Ama lütfen, Kapı, sadece parşömen alıp geleceğim." Kapı Lenusy'ye deja-vu yaşattı: "Olmaz, Mr. Saeva." Dikkati üstüne çekerek egosunu tatmin etmek için hırıltı bir şekilde boğazını temizledi: "Ka'pı, haydi sorunu sorr." Kapı her zamanki neşeli ses tonuna dönerek "Ah, Ms. Boot! Sizi gördüğüme ne kadar mutlu oldum, bilemezsiniz!" Bu, Kapı'nın Ravenclaw Ortak Salonu'na her zaman soruyu cevaplayarak girenlere gösterdiği bir tepkiydi. Yanı şaşırmadı Lenusy, bu ses tonu onu poh pohlamıyordu ama her Kapı'nın önüne geldiğinde keşke biz de Gryffindorlar gibi paraloyla girsek sadece diye iç geçirirdi. Aslında hiç bir zaman Gryffindorlara özenmezdi fakat Kapı yüzünden özeneceği bir şey çıkmıştı. Kapı: "Pekala, Ms. Boot. Aritmansi'de kaç tane ana rakam vardır?" diye sordu. Lenusy, Kapı sorusunu bitirdiği anda "On birr." dedi aşırı derecede Rus aksanı kullanarak. Aslında Rus aksanından utanmıyordu, hem de hiç; hatta bazen oldukça işe yarıyordu ama bazen de kimse bir şey anlamıyordu çünkü arasında uluma olan kelimelerde iğrenç bir ses çıkıyordu. Bu konuyu kapattı ve hiddetle bedenini Ravenclaw Ortak Salonu'ndaki devasa, masmavi koltuğa bıraktı. Vücudu koltuğa iyici gömülünce Muggle yapımı saatine yine göz attı. Saatinin tik-taklarına uyumlu bir şekilde tırnaklarını yiyerek Kızlar Yatakhanesi'ne uğradı. Önce Ravenclaw cüppesini başarılı bir Quidditch oyuncusu gibi yatağın ona dönük yüzündeki iki direğin ortasından yatağın tam üstüne fırlattı. Hedeflediği noktaya gelmiş olmasından gerek hafif bir tebessüm oluştu Lenusy'nin yüzünde. Sonra sırasıyla üstündeki lacivert, ona oldukça bol gelen, üstünde kocaman Puma yazılı body'yi çıkardı ve altındaki mavi-gri şortu da body'sinin tam üstüne fırlattı. Bunlar hava kavurucu olduğu zamanlarda kullandığı pijamalarıydı, tam zamanı. Kütüphane'ye giderken üstünde bunların olduğunu hatırlamamakla birlikte cübbesine minnettar oldu. Eğlencenin ardından fırlatılan kıyafetlerini iki elinde sıkıştırıp bavuluna atarken "Bir ara vurucu olarak Ravenclaw Quidditch Takımı seçmelerine katılmalıyım," diye mırıldandı. Devamında da "ama sonuna kadar Chudley Cannons." olarak eklemeyi unutmadı.
Büyük Salon'a indiğinde ilk önce Ravenclaw masasının neredeyse bomboş olduğunu görünce küçük çaplı bir şok geçirdi. Bu sabah o küçük kafan çalışmaya başlamadıysa söylemek isterim; sömestr tatili başladı hayatım. Lenusy ufak bir irkilmeden sonra Vay, Ses! dedi şaşırmış bir ton kullanarak. Sen buralara uğrar mıydın? Sabahtan beri Ses ona hiç akıl vermemiş, hatta sanki ona küsmüş gibi hiç konuşmamıştı. Evet, Ses'e gıcık oluyordu fakat onu bazen özlemiyor değildi. Sonuçta devasa Hogwarts'ta geceleri onu rahatsız eden tek kişi oydu, bundan zevk alması Lenusy'nin bazen kendini mazoşist olarak algılamasına yol açıyordu. Bu konuları unutup cübbesiyle uyumlu, mavili siyahlı Adidas ayakkabısının içinde neredeyse kaybolan ayaklarını usulca masaya ilerletti. Ravenclaw Masası'nda, en uçta oturan (Büyük Salon'a ilk indiğinde onu fark etmemişti.) çocuk ona eliyle hiddetli bir şekilde el salladı; iğrenç dişleri suratının her yerinden belli olan bir gülümseme yerleştirdi suratına. Çocuğu uzun süre süzdükten sonra suratında hiç bir mimik oynatmayarak "Почему так счастливы?"* diye fısıldadı gözlerini çocuğun üstünden çekerek. Çocuk ilk halinden farksız olarak el sallamaya devam ediyordu. Bu sefer ingilizce ve sesli olarak "Çok azimlisin." dedi. Fakat çocuk bunu da duymamış olmalı ki Lenusy'ye deja-vu yaşatarak hareketlerine devam etti. İşte bu zamanda Ses devreye girdi: Ah, küçük Lenusy'mizin hayranları da mı varmış? Hanimiş? Lenusy el sallamamaya niyetliydi. Sen kapa çeneni! Hiç komik değil!" Ses şuh bir kahkaha patlattı ama devam etmedi. O da memnun bir şekilde tabağına ufak bir soğuk hindili sandviçle dondurulmuş meyveli yoğurt aldı. Fazla yemeyen bir tip olan Lenusy bile Hogwarts'ın yemeklerine bayılıyordu. Bir an için o aptal çocuğa göz ucuyla baktı. Çocuk el sallarken gösterdiği mutluluk performansını tabağına biraz daha domuz pastırması alırken de sürdürüyordu. Pekala, bu gün ne unuttum ses? Bu gün günlerden ne? Yoksa noel falan mı oldu? Eğer öyleyse Baykuşhane'ye gidip Shawntile'e baykuş göndermem lazım. Ah, ayrıca- Ses oldukça kaba bir şekilde Lenusy'nin sesini keserek Saçmalama! Noel geçeli iki ay oldu. Çoğu insan senin gibi düşünmüyor küçük hanım. Mutlu olmak için illa özel güne neden yok kimileri için. Lenusy sinirli bir şekilde Seni,senin- sen, sinirden titriyordu. Be-benim sözümü kestin! En gıcık olduğu şeydi. Kendini bildiğinden beri ailesinin içinde bile belirli bir saygı çerçevesi içerisinde tartışıyorlardı. Daha fazla muhatap olursa kötü şeyler gerçekleşeceğini düşündüğü için sustu. Bazen susmanın konuşarak ezmekten daha iyi olduğuna inanan biriydi. Sandviçinin son lokmasını ağzına tıktıktan sonra gelirken gösterdiği usul tavrı çıkarken de sürdürerek Ravenclaw Ortak Salonu'na doğru yola koyuldu. Koridorlarda yine o aptal çocuğa rastladı. Büyük ihtimalle o da Ravenclaw Ortak Salonu'na çıkıyordu. Çocuğun onu fark edip dehşet biçimde el sallamaması için başını öne eğerek yürümeye başladı. Sonrasında Kapı'yla hiç mi hiç ilgilenemeyeceğini düşünerek önce çocuğun soruyu cevaplamasını bekledi. Tabi Kapı'nın açılmasından kapanana kadar hem çocuğa hem de Kapı'ya belli etmeden o delikten sızmak kolay değildi. Zaten Kapı fark etseydi cevabı hazırdı: Sadece parşömen ve mürekkep alacağım. Neyse ki buna gerek kalmadan sızdı delikten. Kapı'yı atlatmıştı fakat çocuk onu görmüştü. Bir cross* yarışındaymış gibi Kızlar Yatakhanesi'ne çıkarken çocuk suratında berbat bir ifadeyle Lenusy'nin arkasından "Merhaba." diye mırıldandı.
Lenusy Kızlar Yatakhanesi'nden yedi parça parşömen, asit yeşili bir tüy kalem ve bir şişe mürekkep alarak hepsini aynı anda çantasına tıkmaya çalıştı. Kütüphane'ye doğru yol alırken Hogwarts'ın rahatsız edici bir tenhalık içinde olduğunu fark etti. Tamam, sömestr tatili başlamış olabilirdi ama Hogwarts'ta kalanlar Lenusy'yle birlikte sadece beş kişi civarındaydı. Neyse ki öğretmenler vardı. Kütüphanenin devasa kapısının dibinde dikildiğinde zihnini bütün bu düşüncelerden arındırdı ve sadece kitabına odaklamaya çalıştı. Şeffaf, pürüzsüz masaya yaydığı kitapları bıraktığı gibi duruyordu. Kütüphane görevlisine içten içe teşekkür etti. Masanın üstündeki birçok kitap açılmış ve bırakılmıştı fakat Lenusy oturduğu zaman tam onun önüne denk gelen kıpkırmızı, kalın bir ders kitabı olan Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerelerde Bulunurlar?'ın sayfalarını karıştırmaya başladı. Gözkapakları ona işkence eder gibi kapanmak için çırpınıyordu ama o hala okuyordu; hem de oldukça sesli bir şekilde: "bir büyücünün gücünün çok ötesinde bir sihir yapacağı anlamına geliyor." Arada bir inliiyordu: "Uyumayacağım!" Sonrasında da hiç durmadan devam ediyordu: "Verdiğiniz galleonların, eğer yoldan geçen büyücü-" okuyamayacağını bildiği halde inkar ediyordu. Artık sadece göz atıyordu kitaba. Cümlecikler gözüne doğru zıplıyordu sanki: "eğer daha vefalıysa ki- armadillo safrasını fırlatın- biçim değiştirin-" Dayanamadı ve kitabın sarı sayfalarının arasına gömdü kafasını. Yaklaşık çeyrek saat uyuduktan sonra yanında biri olduğu hissine kapılıp irkilerek uykusundan uyandı. Gözlerini onlarca kez kırpıştırdı fakat sürekli bulanık görüyordu. Yanında dikilmiş kızın sarışın olmasından başka bir şey seçemedi ve ağzından tek bir kelime çıkabildi: "Ah!" Bu narayı atarken ne denli aptal göründüğünü düşünebiliyordu. Bir kız; kirli sarı saçları dağılmış, önünde milyon kitap, gözlerini kırpıştırıp duruyor, üstelik cübbesinin mavimsi bir dar atlet ve şort var. Tekrarladı: "Ah!"



*Ne istiyorsanız yaparım.
*Neden bu kadar mutlusun?
*Koşu yarışı gibi bir şey asdf.


En son Spakojny Sklodowska tarafından 2/6/2010, 13:35 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aria Järvinen
Slytherin I. Sınıf
Aria Järvinen

Kadın Mesaj Sayısı : 84
Yaş : 29
Savaş Tarafı : Aesir Tanrıları.
Asa : Skade's Breath
Ruh Hali : Gözkapakları Kimses10

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue41/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (41/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime3/4/2010, 07:33


Aria, belki de bininci kez lanet okuyarak koridoru arşınladı. "Kahretsin." Tüm Noel'i Hogwarts'ta geçirme düşüncesi bile onu ürpertmeye yetiyordu. "Yalnızca bir hafta orada olacaksınız. Noel gelmeden eve dönmüş olacaksınız." Annesinin bu lafı üvey kardeşi Camille'yi tatmin etse de Aria hala tedirgindi. O kızı ve onun babasını hiç anlamıyordu. Annesi bu İngiliz'de ne buluyordu ki? Finlandiya'dayken ve annesi henüz yeni bir adamla evlenmemişken hayatı kusursuzdu. Kelimenin tam anlamıyla kusursuz. Helsinki'de deniz kıyısında yalı sayılabilecek evlerinde terafta deniz manzarası eşliğinde kitaplara dalıyor, kütüphanede vakit geçiriyor, yüzüyor, at biniyor, esrarengiz balıkları gözlemliyordu. Bundan daha iyisi ne olabilirdi ki. Fakat Hogwarts'a döndüğünde aslında hiç kusursuz olmayan evde öğrenim deneyiminin ona hiçbirşey kazandırmadığını hatta bir yılını kaybettirdiğini gördü. Helsinki'de evde öğrenim görüyor ve özel bir profesör ile araştırmalar yapıyordu. Fakat bu kusursuz hayatında hiçbir zaman bir kusur olmamıştı. İkinci sınfa geçmesi gerekirken o henüz başlayacaktı birinci sınıfa. Tabi iki haftadır buradaydı ve okula alıştığını telkin edip durmuştu kendine. Ve şimdi koridorlar bomboşken bu birden bire anlamsızlaşmaya başlamıştı. Yavaş adımlarla merdivene tırmanırken aklındaki sayısız soru işaretini yok edecek bir yere gitmesi gerektiğini düşündü. Hogwarts Kütüphanesi. Kitaplar ve kitaplar. Aria'nın evinde, daha doğrusu Finlandiya'da en az Hogwarts Kütüphanesi kadar kapsamlı bir kütüphanesi vardı. Annesi bir kitap koleksiyoncusuydu ve üç katlı büyük evlerinin en üst katı yalnızca kitaplara ayrılmıştı ki bu dört büyük oda dolusu kitap demekti. Aria tüm zamanını orada geçiriyordu. Annesi Bitkibilim'le ve Ekoloji'yle ilgili küçük bir sera yaptırmış orada bitkileri inceleyip iksirler yaratıyor, ara sıra iş için farklı ülkelere gidiyordu. Deniz ve kitap. Aria'nın iki tutkusu. Şimdi onun tüm o kitapları bir uçak yardımıyla (evet, uçak) yeni evlerine taşınıyor olmalıydı. Aslında üvey babası olacak o adam o kadar sinir bozucu değildi. Bir araştırmacıydı ve evinde Aria ve annesinin kapsamlı kütüphanesi kadar bir kitap arşivi vardı. Neredeyse. Annesinin işi nedeniyle tanışmışlardı bu iki kitap tutkunu. Şimdi yeni yalılarında (ki bu Finlandiya'dakinin yaklaşık üç katıydı) üst kat hala kütüphaneydi. Hatta en üstteki iki kat. Arşiv ve kütüphane. Camille, yani üvey kardeşi de kitap tutkunu olsa bile o elindeki kalemiyle durmadan birşeyler çizerdi. Çizim yeteneği mükkemmeldi. Yeni evlerinde araştırma bölümleri ve seralar da vardı. Annesi ruh eşini bulmuş gibiydi. Aria'nın babasını tamamen unutmuş gibiydi. Babası bir deniz adamıydı. Yelkenli, tekne vs. araçları öğretirdi insanlara. Gençliği denize adamıştı. O Aria'nın babasıydı. Ve Aria'nın annesini terk etmişti ve şimdi annesi onu tamamen unutmuş gibiydi. Yelkenle okyanusa açılıp Aria'yı terkeden babasını. Her neyse Aria annesinden kitapları, babasından deniz tutkusunu almıştı. Sonuç olarak hayatı bu iki şey üzerine kuruluydu. Deniz ve kitaplar. Tüm bu düşüncelerden sıyrılması için kafasını kütüphanenin kapısına çarpması gerekti. "Off." İçeri girince uyuklayan kütüphane sorumlusunun düzensiz horultuları dışında sessizlikle karşılaştı. "Size de merhaba Bayan Paola." dedi sinir bozucu bir şekilde. Kadın uykusuna devam ediyordu. Hemen raflara koştu. Mitoloji Hakkında Bilinmeyenler, Tılsımlarn Arkasındaki Sır, İskandinavya ve Orta Çağ. Kitapları kolunun altına sıkıştırıp en sevdiği koltuğa doğru ilerledi. Yaptığı küçük büyü ile havada uçan bir yığın kitap onu takip ediyordu. Kütüphanenin bomboş olmasına hiç şaşmadı. Sonuçta kütüphanenin her zamanki sakinlerinden biriydi. İki haftanın tamamını burada geçirmişti neredeyse. O her zaman kitapları dinler onların bilgi akışına kulak verirdi. Ve şimdi diğer on kütüphane sakini Noel Yortusu için eve dönmüş olmalıydı. Noel'i yalnızca gelenek için kutluyor olsa da. O nedenle yalnızdı. Başını kitaplardan birine gömdü ve bilgileri hızla emmeye başladı zihni. Kusursuz bir hafizası vardı. Derslere çok meraklı olmayabilirdi ama kuşkusuz Hogwarts'daki en çok kitap okuyan cadı(veya büyücü) oydu. Ah birde şu yasak bölüme girebilseydi. Orada İskandinav Mitolojisi hakkında bir bölüm olduğunu duymuştu. O Hristiyan değildi. Ailesi büyücü ve cadılardan oluştuğu için esrarengiz inançları vardı. İskandinav Mitolojisi'ne inanıyorlardı. Buz devlerine ve Aesir tanrılarına. Büyükannesi İzlanda'nın kuzeyinde eskimo hayatı yaşıyor(!) ve Buz devlerinden birini bulmaya onu araştırmaya çalışıyordu. O Yasak Bölüm'e bir girebilseydi Aria. Bu günkü planı da buydu zaten. Okul bomboş ve Kütüphane sorumlusu uyumuşken bunu yapacaktı. Kitaplara öylesine dalmıştı, öylesine soyutlamıştı ki kendini bu dünyadan hemen sağından gelen iniltiyle yerinden sıçradı. "Ah." İşte o zaman farkedebildi yanındaki kızı. Kız kendinden geçmiş görünüyordu. Altın sarısı saçları karışık bir şekilde toplanmıştı. Noel'de burada kalacak olan beş kişiden biriydi. Bir kez daha inledi. "Ah!" Bir süre ona öyle donuk bakışlarla baktıktan sonra hafifçe dürttü kızı. Bayılıyormuydu. Aria telaşa kapıldı.Onun için endişelenmişti. O kızı sevmiş ve onunla iyi arkadaş olunacağını sezinlemişti. Ama kesinlikle inançlarından bahsetmemeliydi kızla arkadaş olmak istiyorsa. Muhtemelen ona gülerdi. Kendine gel Aria baygın bir arkadaş edinemezsin kendine. Hadi uyandır onu. Arkadaş olmaları için kızın bayılmaması gerekiyordu. Bu nedenle kızı sessizce uyardı. Üzerinde hoş kıyafetler vardı. Ve acı çekiyor gibi gözükmüyordu.Kızı inceledi. Ve bir kez daha dürttü.
"İyi misin?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Spakojny Sklodowska
Ravenclaw I. Sınıf
Spakojny Sklodowska

Kadın Mesaj Sayısı : 29
Savaş Tarafı : Pastalar.
Kan Durumu : Safkan.

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue48/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (48/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime31/5/2010, 19:17

Kızın ses tonundaki telaş somut bir cisme bürünüp etrafı sarmalamıştı sanki. Kendisinin başkaları tarafından paniklenecek kadar berbat göründüğünün farkında değildi. Yarı açık gözleri P-R rafına odaklanmıştı amaçsızsa. Kız dürtüklemeye devam ederek varlığından Spakojny'yi haberdar ediyordu. Genç cadı anormal derecede yavaşça kızı tekrar süzdü. Şu anda ona "Muhteşemim." diye bağırmak için nelerini vermezdi. Gözlerinin maviliğine daha ağır basan paniği şeffaflaştırmak için usulca mırıldandı: "Ben, iyiyim." Bu kadar mıydı yani? Telaş şimdi boğacakmışsına sıkı sıkı sarmalıyordu. Kız da Telaşı kışkırtmak istercesine inanmayan bakışlar fırlatıyordu. İyi olduğunu desteklemeliydi. Sesi çatlak ve ve fazlasıyla Rus aksanı bulundurarak çıktı. "Gerçekten iyiyim." Hülyalı gözleri kızın oranlı çehresinden siyah cübbesinin önünde sırıtan yeşil gri armaya kaydı. Aslında şu anda kızın armasından çok yapacağı yardımı önemsiyordu. Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerelerde Bulunurlar'da cincüce ayaklanmalırıyla ilgili hiçbir şey yoktu, olmasını da beklemiyordu aslında. Alerjisini önemsemeyerek sabahın beşinde asası yardımıyla rafından çıkardığı Büyücülüğün Tarihçesi'nde ise başlangıcının on sekizinci yüzyılda olduğu dışında bir bilgi yoktu ama devler ile diğer ırkların çatışmalarından daha bol bilgi yoktu. Sihir Tarihi'nden nefret ettiği söylenemezdi fakat öğretmen verdiği ödevlerle resmen sınırı zorluyordu. Başını sağa sola sallayıp duruyordu, düşüncelerini Düşünseli'ne akıtmak istercesine; tutkuyla. İmkansız olduğunun da farkındaydı. Kız üçüncü kez dürtükleyince yine gözlerini hülyalı hülyalı kıza çevirdi. Hayatında belki de ilk kez düşünmeden konuşuyordu. "Cincüce ayaklanmalarıyla ilgili bir kitabınız var mı?" Büyük ihtimalle genç cadı Cincüce Ayaklanmaları: Sihir Tarihi Ödevi İçin Birebir gibi bir kitap hayal ediyordu. Cevabını beklerken kızı dikkatlice süzdü. Sanki onu daha önce İksir Zindanları'nda görmüştü. Emin değildi. Dört saniye civarında bir sürede gelişen olayların ardından "Sihir Tarihi ödevini yaptınız mı?" diye bir soru yöneltti. Kız daha ilk iki sorusuna cevap veremeden saydırdı: "Adınız ne? Ah, kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Spakojny." Bu kadar kibar olmak gereksizdi, o da bunu biliyordu. Kızın daha sesini duymadan ona ısınmıştı ve bu genç cadı için normal bir durum değildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aria Järvinen
Slytherin I. Sınıf
Aria Järvinen

Kadın Mesaj Sayısı : 84
Yaş : 29
Savaş Tarafı : Aesir Tanrıları.
Asa : Skade's Breath
Ruh Hali : Gözkapakları Kimses10

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue41/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (41/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime1/6/2010, 20:07

İki kez bir şeyi olmadığını yinelemişti karşısındaki kız, evet. Ama Aria hala telaşla izliyordu kızı. Sarı saçlarını nasıl fark etmemişti kızın. Şu an önemi olan konu bu değil, diye uyardı kendini. Ama saçları nasıl parlak ve canlıydı. Kendi kirli ve solgun saçlarından farklı. Saçlarının ona yakıştığını söyleyen yüze yakın insan olduğunubilse bile aptal sarı saçlarından hiçbir zaman hoşlanmayacaktı. Tüm bir dönem pek arkadaş edinmiş sayılmazdı - Tabi bunun saçlarının rengiyle ilgisi yoktu. Artık tam sırasıydı. Tabi şapşalca bakmaktan vazgeçerse canlı sarı saçlara sahip Kuzeyli olduğunu tahmin etti cadıya. Fakat olmuyordu küçük ve utangaç bir çocuk gibi konuşmadan kızı inceliyor ve gözlerini kırpması gerektiğini hatırlatıyordu kendine. Sonra aklına gelen tek aptal şey şuydu: İkimizde Kuzeyliyiz. "Cincüce ayaklanmalarıyla ilgili bir kitabınız var mı?" Bir kitap. Kitap mı? Neden bahsettiğini anlaması bir kaç dakika aldı. Ah, evet. Sihir Tarihi ile ilgili şu yorucu ödev. Önceden yapmıştı araştırmayı ve böyle bir kitabın nerede bulunduğunu biliyordu. Sonunda tüm bunları karşındaki cadıya da söylemesi gerektiğini hatırladı. Arkadaş olmak için can atıyordu. Bu yeni bir duyguydu. Şu ilginç soruyu cevaplandırmak için ağzını açamadan yeni bir soru ile karşılaştı. "Sihir Tarihi ödevini yaptınız mı?" Evet diye bağırmak istiyordu. Evet. O ödev yorucu ama bir o kadar da bilgi yüklemişti kafasına. Yeniden ağzını açtı. Bu sefer yeni bir soru duymamak için çabuk davranmaya karar verdi.
"Ev-"
"Adınız ne? Ah, kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Spakojny." Lanet olsun! Konuşamayacaktı bugün. Herşey niçin çizgi filmlerdeki gibi garipti. Oldukça garip. Çılgınca yığıldığı koltuktan kalktı ve cevapladı. Kızdığı kişi tabiki cadi değildi. Yani; Spakojny. Kendisiydi bu gün olan bunca olaydan sonra kendisi. Kızın karşısında öyle aptalca dyavranışlar sergilemiş öyle garip hareketlerde bulunmuştu ki üstünde Ben tam bir şapşalım adlı bir bluz giymeyi tercih ederdi. Fakat Spakojny tüm bunları umursamış gibi gözkmüyordu. Sonuçta karşılaşmaları bir Ah sesiyle olmuştu. Eğer günün birinde yakın arkadaş olurlarsa çok güzel bir anıları olurdu evet. Ah'layan bir kız ve çılgın soluk saçlı arkadaşı. Tüm bunlara kalanabilirdi. Yeter ki yeni bir arkadaşı olsun. Ne yapıyordu böyle. Az önce cevap vermek için garip şeyler yaparken şimdi yaklaşık beş dakika boyunca kızı bekletmişti çok değerli cevap için. Ben tam bir şapşalım bluzu için hala geç değildi. Tabi şu soruları cevaplarsa. "Ah, evet.- " Konuşmaya devam etmedi. Tanrı aşkına bu da neydi? Spakojny'nin garip bir aksanı olabilirdi fakat bu konuda kesinlikle yalnız değildi. O ses de neydi öyle. Ürkütücü bir aksan olması için tek eksik Aria'nın tiz sesinin yok olmasıydı. Devam et dedi kendine. Devam et. "Sorun şu ki berbat bir aksanım olabilir ama bunu umursamayalım lütfen. Ve saçmalıyor olabilirim ama şu an gerçekten garip bir durumdayım. Biliyorum saçmalamaya devam ediyorum ama neyse ki aksanım yok oldu." Yüce Thor ekledi içinden. Saçmalıyordu. "Böyle bir kitabım yok fakat kütüphanede olduğunu biliyorum. Fakat onu elde etmek kolay değil. Sanırım Yasak Bölüm'deymiş. Ben bir dördüncü sınıf sayesinde buldum. Bu arada onun Harry Potter'ın zamanında bile burada olduğunu biliyor mudun? Ne ürkütücü ve hoş. Oraya girmek için neyimi vermezdim. Çok fazla konuşuyorum." dedi ve soluk aldı. Gerçekten de öyleydi. Fazla konuşuyordu. Ama eklemesi gereken bir şey vardı." Adım Aria. "

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Spakojny Sklodowska
Ravenclaw I. Sınıf
Spakojny Sklodowska

Kadın Mesaj Sayısı : 29
Savaş Tarafı : Pastalar.
Kan Durumu : Safkan.

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue48/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (48/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime2/6/2010, 17:27

Aksanı hakkında genç cadıya katılmıyordu. Akıcı ve rahatlacı bir kuzey aksanını üç aydan sonra -çığırtkan hariç- duymak hoşuna gitmişti. Duraksadı. Kuzey aksanına sahipse şimdi uyrukdaş falan mı olmuşlardı. Kızın vücudu da bu hipotezini şiddetle destekliyordu. Ayrıca kendisinin de kızdan farksız bir aksanı yoktu ama Rus olmadığına emindi. Uyruğu hakkında beyninden akan düşünceleri dile getirmesinin vakti gelince. "Aksanın gerçekten çok hoşuma gitti, Aria." diye fısıldadı. Tebessüm edip bir an için duraksadı. Doğru telafuz ettiğine emin değildi. Tekrar etti: "Aria. Sen bir İsveçli misin? Yoksa Norveç mi?" Kıyafetlerine göz gezdirdi. Hogwarts'ın sıcak havasının onu şaşırttığı kesindi. Burada genç cadı, Spakojny ve bir kaç üst sınıf dışında kimse atlet giymiyordu. Kütüphane bu tür havalar için de birebirdi. Sadece uzun ve dar pencerelerden giren parlak güneş ışınları beraberinde hafif bir esinti de getirirdi; ama koridorlar... Yüzlerce öğrenci dersliklere gitmek için koşuşturup duruyor, soludukları havaya Spakojny'nin çok değerli tenine temas edip onu terletiyordu. Böylece cadı daha da huzursuz bir hale bürünüyordu. "Cici kız" makyajının üstünde makyöz olan kütüphane küçük rötüşlar oynuyordu. Zihnini bu düşüncelerden arındırıp yine kızın mavilerine odakladı yeşillerini. Bir dördüncü sınıftan nasıl yardım alabilmişti acaba? Sadece rastlamış mıydı? Spakojny'nin utanacağı kesindi. Hemen kafasında kurguladı olayı: Ravenclaw Ortak Salonu'nda iri yarı bir oğlan çevirip "Yasak Bölüm'e girmek istiyorum." mu diyecekti? Aslında alacağı tepkiyi merak etmiyor değildi. Herhangi bir profesörden yardım istese? Ah, hayır; bir Ravenclaw olabilirdi ama henüz bir profesörün gözüne girememişti. Hele de Mrs. Orflaid, hiç ilgilenmezdi. Peki nereden bulabileceğimizi düşünmüştü? Profesörleri anlamıyordu ve anlamaya çalışıp kendini yoracağını zannetmiyordu. Cadının çehresindeki beklentiyi karşılayan ifadeyi farkedince bir şeyler söylemesi gerektiğini anladı. "Ee, selam." Ölse miydi? Evet, kesinlikle ölmeliydi. Cadıların afallamış ifadelerine baktığınızda birbirlerini sövdükleri falan sanılırdı herhalde. Gerçi Spakojny'nin böyle bir ortamda ve dünyanın en saçma tanışma faslından sonra ağzından dökülen hatır sorma sözü küfür kadar anlamsızdı şimdi. Cevap vermesi gerekmiyordu kızın. Bu sefer duymamış olmasını dileyerek hemen bir şeyler söylendi: "Kitabı nasıl alabileceğim konusunda bir fikrin var mı? Yani benim yok da. Çok şanslısın." Cadının gözlerinin içine bakmaya utandığı için yerdeki mermer desenleri ezberlemişti. Yaklaşık yirmi dakikadır birlikteydiler ve herhalde bir yirmi dakika daha ödev hakkında konuşacaklardı. İstediği kesinlikle bu değildi. Yakın arkadaş olabileceklerini hissediyordu ama bir şeyi de çok iyi biliyordu; sadece ödevlerden konuşan iki arkadaş olmazdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aria Järvinen
Slytherin I. Sınıf
Aria Järvinen

Kadın Mesaj Sayısı : 84
Yaş : 29
Savaş Tarafı : Aesir Tanrıları.
Asa : Skade's Breath
Ruh Hali : Gözkapakları Kimses10

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue41/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (41/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime19/6/2010, 06:46

"Ah, bu yıla değin Finlandiya'da yaşıyordum. Ama bence çok yaklaştın." Tüm bunları söyledikten sonra gülümsedi. Bir süre sonra aptal aptal ona gülümsemenin garip kaçtığını düşünerek pencereye odakladı gözlerini. Aksanı cadının, daha doğrusu Spakojny'nin hoşuna mı gitmişti? Evet bu kız tam Aria'ya göreydi. Kesinlikle öyleydi. Kütüphanenin penceresinden görmeye alışık olduğu Hogwarts manzarasından ayırmak zorunda kaldı gözlerini. Şimdi ise kız Aria'nın gözlerine odakladı gözlerini. Yeşil gözler. Cevap verme ihtiyacı hissetmemek miydi yoksa verecek bir cevabı mı yoktu sarışın cadının? Bu konuda kararsız kaldığı için Aria da çekindi birşeyler söylemekten. Şimdi ise bir eli arkasında, cadının hemenarkasında kalan kitap yığınının üstte kalan bölümündeki kitapların isimlerini okumaya çalışıyordu. En üste açık haldeki Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar, onun altında ise Sihir Kuramı vardı. Ah oldukça eski bir kitap değil mi? O sırada Canavar Kitap - Canavarlar'ı gördü. Görmemek mümkün değildi. Kitabın kayışı gevşemiş sırıtarak - ki bu bir ısırma hareketi de olabilirdi - Aria'ya bakıyor ve bakıyordu. Dikkatlice kitaba odaklanılırsa birkaç milim kıpırdandığını görebilirdiniz. Ah, korkutucu. Aria tehlike altında sayılabilecek (!) olan genç cadıyı uyarmalıydı. Omzuna dokunmak ile dokunmamak arasında kaldı çünkü cadı Aria'nın görmediği birşeye bakıyordu. Ya da düşüncelere dalmışta olabilirdi. Her ikisi de umrunda değildi. Canavar Kitap - Canavarlar Spakojny'ye pek zarar veremezdi (muhtemelen birkaç sıyrık), fakat kafasına düşerse Hastane Kanadı'na gitmeleri gerekirdi. "Ee, selam." Kız sonunda konuşmuştu.Aria kitabın bir süre daha orada duracağını düşündü.
"Kitabı nasıl alabileceğim konusunda bir fikrin var mı? Yani benim yok da. Çok şanslısın." Aria daha fazla sırıtan kitaba bakamayıp kızı sağdaki koltuğa itti. "Dikkat et!" Kitap gürültüyle yere düştü. İyi zamanlama! Umarım Spakojny herşeyin nedenini anlamıştır, diye iç geçirdi. Sonrada kitabı güçlükle kapatıp kitap yığınının arkasına bir yerlere koydu. "Üzgünüm," diye başladı nefes nefese. Güneş birkaç dakika öncesine oranla öyle ısıtıyordu ki kütüphaneyi Aria sırtının yandığını hissetti. "Canavar Kitap, bilirsin. Kaç yıldır var olduğunu bilmiyorum, çok gereksiz bir özelliği var değil mi? Kitaba gelince... Hiç meraklanma onu - onu nerede bulacağımızı biliyorum"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Spakojny Sklodowska
Ravenclaw I. Sınıf
Spakojny Sklodowska

Kadın Mesaj Sayısı : 29
Savaş Tarafı : Pastalar.
Kan Durumu : Safkan.

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue48/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (48/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime7/7/2010, 20:08

Finlandiya? İlgi çekici. Babasının her akşam yatmadan önce İyi Kader Çeşmesi'ni okumaktansa kuzey ülkeleri ve ırklarına dair eğitici konuşmalar yaptığını hatırladı. Zaten babası egoist ve alkol tedavisi görmesi gereken bir adamdı. Kızına sadece yarım saat ayırmamak için ürettiği bahanelere hem kızıp hırçınlaşıyor hem de kutluyordu Spakojny. Zeki bir adam olduğunu inkar etmiyordu zaten fakat umursamaz olduğunun aksine bir fikir üreten kişilere de şaşıyordu. Ufaklık babasını mı özlemiş? Ses saçmalamaya başlamıştı. Ah, delirdin mi sen? Sakin ses tonuna kendi de inanamamıştı. Kendini kendi sözleriyle şımartabilen nadide insanlardandı o. Ben burada onsuz bin kat daha mutluyum. Dersler ağır olabilir ama en azından ben yokmuşum gibi davranan bir ebeveynim yok! Duraksadı. Ağır konuştuğunu kabul ediyordu. Ağır ama gerçek, diye düşündü. Gerçekler çok yüklüdür ve acıtır.

Kızın beklentili gözlerini artık üstünde hissetmiyordu. Çaktırmadan mavilerin odaklandığı yere göz attı; klasik ders kitaplarına, en altta kalanına ve kalınlığıyla en çok sırıtana. Sesin o engin (!) bilgisine danışmak istedi kısa bir an için. Çok kısa bir an olmalıydı ki hemen başını salladı. Daha fazla laf yetiştirmek istemiyordu. Aria'nın gözlerindeki endişeyi bastıramayan fakat belli olan ilgiyi gördü. "Ne deniyordu şuna, Cana-" Genç cadının Spakojny'nin sesinin üstüne çıkabilen naraları kütüphanede yankılandıktan sonra gerçekten güçlü parmaklarını kolunda hissetmesiyle sandalyeden itilmesi bir oldu. "Hey, neden yaptın bunu?" Kızmamıştı, aksine çok merak etmişti. Arkadaş olabileceklerini hissetmişti çünkü. Yeşillerini genç cadıdan çekip sağ eline baktı; iki fazla derin olmayan çizik de ona. Önce Aria üzgün olduğunu dile getirdi. Çok aptalım, diye düşündü Spakojny. Sonra da "Asıl ben üzgünüm, teşekkürler." diye mırıldandı utangaç bir anaokul veledi gibi. Genç cadı onu ittirmeseydi, kitap saldırmayı sürdürseydi ve- Kes şunu! Kıza bir cevap vermesi gerekiyordu. Devam etti. "Bence de, çok gereksiz. Sanırım bu da Harry Potter döneminden beri burada; değil mi?" Tüm birikimini sunuyor gibi hissetti kendini. "Kitabı nerede bulacağımızı biliyorsan ben daha fazla burada yanmak istemiyorum." Tebessüm etti.

Klasik balerin topuzu saçları, koyu kahve tonundaki diz üstü eteği, aynı tondaki ceketinden çok az belli olan beyaz gömleği ve sekreter gözlükleriyle tüm ihtişamını sergiliyordu cadıların masasına yönelen Bayan Paola. Spakojny kütüphanede sabahladığı geceler sonucunda bu kadının hiç gülmediğine bahse girebilirdi. Kadın önce konuşmak için ağzını açtı, üç saniye sonra kapadı ve elini masaya dayadı destek almak istercesine.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aria Järvinen
Slytherin I. Sınıf
Aria Järvinen

Kadın Mesaj Sayısı : 84
Yaş : 29
Savaş Tarafı : Aesir Tanrıları.
Asa : Skade's Breath
Ruh Hali : Gözkapakları Kimses10

Seviye
Rpg Gücü:
Gözkapakları Left_bar_bleue41/50Gözkapakları Empty_bar_bleue  (41/50)

Gözkapakları Vide
MesajKonu: Geri: Gözkapakları   Gözkapakları Icon_minitime19/8/2010, 10:15

"Evet, daha önce de söylediğim gibi biliyorum. Fakat -" Bunu söylerken kıza iyice sokulup olabildiğince kısık bir sesle tamamladı yarım kalan cümlesini. "Fakat, Bayan Paola'nın bizi görmemesi lazım." Spakojny'nin gözlerinin heyecanla kıstığını gördü. Bu bir yanılsama da olabilirdi gördüğü şey saniyelik bir zaman dilimindeydi çünkü. Karşısındaki cadı da heyecanlı olabilirdi belki de, fakat Aria gerçekten çok heyecanlıydı. Hogwarts'ta bir dönem geçirmemiş olsa da neredeyse bir ay dolmuştu ve onun artık bir arkadaşı vardı. Beraber kitaplara gömülebileceği, sohbet edebileceği, şakalaşabileceği ve tehlikeli şeylerle uğraşabileceği bir arkadaşı. Tıpkı şu an olduğu gibi. Etraf o kadar sessizdi ki uyuklamayı bırakıp o rahatsız edici bakışlarını içeridekilerin üzerinde gezdirmek için kalkan Bayan Paola'nın topuklarından çıkan gıcırtıları bile net bir şekilde duyabiliyordu. Bir kaç raf uzaklıktaydı iki cadıdan. Resmi kıyafeti, sert çehresini daha katı bir hale getiren geniş topuzu ve on santimden uzun topuklarıyla tam bir disiplin timsaliydi. Sekreter gözlüklerini de unutmamak lazım tabi. O kadının korkunç bakışlarını iki kat büyüüten o koca camları. Bu kadının onları denetlemesine katlanamayacaktı. Kütüphane her zaman sessiz ve tenha olurdu fakat Bayan Paola şimdi tamamiyle boş olduğunu düşünüyordu. Noel'de eve dönmeyenler kütüphanede zaman harcamazdı. Bayan Paola olsa harcamazdı. O ders çalışmayı yeğlerdi, karanlık koridorlarda. Tanrım, dedi Aria kendi kendine. Bir kütüphane görevlisi nasıl olur da kütüphaneden hoşlanmaz. Hogwarts Kütüüphanesi muhteşem bir yerdi. O kadına katlanmak istemiyordu ve Spakojny'nin de o kadına hayran olmadığını tahmin ediyordu. Kıza tekrar sessizce yaklaştı. "Gel benimle." Bunu söylerken işaret parmağıyla kütüphanenin en ücra köşesini gösterdi, oradan gizlice sıvışabilirler ve şu lanet ödev için gerekli olan kitabı bulabilirlerdi. Ah, evet. Aria'nın bir Slytherinli olduğunu unutmamak lazım, o yalnızca hırsı ve kurnazlığı sayesinde alınmıştı o binaya. Aslında iyi bir kızdı, bir Slytherinli'ye göre fazla iyi. Spakojny'nin onu takip etmesini umarak parmak uçlarında o karanlık köşeye doğru ilerledi. Kitaplar masanın üstünde duruyordu. Ter içinde kalmıştı fakat bunun tamamının güneşin eseri olmadığını yemin edebilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Gözkapakları

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Dementor's Kiss :: Son Dönem :: Rol Oyunları. -
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar